.jpeg)
Bu filmde tren, sadece bir ulaşım aracı olarak değil, zamanın kendisiyle kurulan bir köprü olarak kullanılır. Hikâyenin kritik sahnesinde, Dr. Brown ve Marty McFly, yakıtı bitmiş DeLorean’ı 88 mil hıza ulaştırabilmek için bir buharlı lokomotiften yararlanır. Tren burada sadece mekanik bir güç kaynağı değildir; o, aynı zamanda geçmiş ile gelecek arasındaki bağın, insanlığın ilerleme tutkusunun ve zamanın engellenemez akışının bir simgesidir. Tıpkı endüstri devrimiyle birlikte ilerlemenin en büyük taşıyıcılarından biri olduğu gibi, bu sahnede de insanın bilinmeyene duyduğu merakı ve keşif arzusunu yansıtır.
Ancak filmin finali benim için çok daha etkileyici. 1985’e dönen Marty’nin gözü önünde DeLorean bir tren kazasında paramparça olur. Bu an, modern teknolojinin ne kadar geçici olabileceğini, fakat klasik ve köklü ulaşım araçlarının zamanın ötesinde varlığını sürdürebildiğini vurgular. Ve tam bu noktada, Dr Brown kendi inşa ettiği, zamanda yolculuk yapabilen bir lokomotifle ortaya çıkar. Yanında Clara ve çocukları da vardır. O an fark ederiz ki, tren yalnızca geçmişin bir kalıntısı değil; aynı zamanda geleceğe açılan bir kapıdır.
Gerçek hayatta kullanılan Sierra Railway Engine No. 3 lokomotifi de bu filmle birlikte sinema tarihine adını yazdıran bir efsane haline gelmiştir. 1891’de üretilen ve onlarca farklı yapımda yer alan bu tren, Geleceğe Dönüş III ile birlikte, zamanda yolculuğun bir sembolü olarak da anılmaya başlanmıştır. İlginç bir detay ise, The Polar Express filminde kullanılan lokomotif düdüğünün, bu filmde kullanılan trenin düdüğüyle aynı olmasıdır. Bu, trenin yalnızca fiziksel bir ulaşım aracı değil, aynı zamanda hayal gücünün, keşif ruhunun ve hikâye anlatıcılığının bir parçası olduğunun kanıtıdır.
Ve bu durum yalnızca sinemayla sınırlı değil. Günümüzde lojistik ve taşımacılık alanına baktığımızda da trenlerin öneminin her geçen gün arttığını görüyoruz. Küresel çapta sürdürülebilirlik ve yeşil lojistik yaklaşımları ön plana çıktıkça, trenler de karbon ayak izini azaltan, güvenilir ve verimli bir taşıma yöntemi olarak yeniden değer kazanıyor. Tıpkı Geleceğe Dönüş III filminde olduğu gibi, trenler yalnızca geçmişin değil, geleceğin de vazgeçilmez bir unsuru olmaya devam ediyor.
Kim bilir, belki bir gün trenler gerçekten zaman yolculuğunun anahtarı olur. Ama şimdilik, onları yalnızca geçmişten geleceğe uzanan güvenilir köprüler olarak görmek bile yeterince büyüleyici…
N. Işıkoğlu
Yorumlar
Yorum Gönder