Öğrenmek pahalıdır ama
bilmemek çok daha pahalıdır. H. Clausen
Özellikle son yıllarda tüm dünyada artan sera gazı, çevre kirliliği,
küresel ısınma ve bunun sonucunda ortaya çıkan gelecek kaygısı,
hemen hemen herkesi ve her sektörü baskı altına almaktadır. Bu baskının sonucu
olarak çok yakın bir geçmişten itibaren Birleşmiş Milletlerin, Avrupa
Birliğinin, ülkelerin çevre ve ses kirliliği, dünyanın ısınması, trafik
yoğunluğu, iklim değişikliği bazı canlıların nesillerinin yok olması v.b.
konularda aldığı “uyulması mutlak zorunlu kararlar”ın hayatımıza girdiğini ve
girmeye başlayacağını görüyoruz.
Birleşmiş Milletler ve Avrupa Birliği organları aracılığı ile tüm
ülkelerin, mal ve hizmet üretenlerin çevreye duyarlı tasarım ve çevre dostu
ürünler üretmesi, çevre dostu taşımacılık türlerini desteklemesini zorunluluk
haline getirmektedir. Bu bilinç de demiryolu sektörünün tekrar canlandırılması
politikalarında önemli bir rol oynamaktadır.
Yeşil Lojistik her ne kadar Türkiye için yeni bir kavram olsa da
tüm dünyada lojistik sektörün en temel unsurlarından birini oluşturmaya
başladı. Özellikle Avrupa Komisyonu tarafından hazırlanan Beyaz Kitaplar (White
Paper) ile bu kavram özellikle vurgulandı ve bu doğrultuda yatırımlar ve taşıma
projeleri yapılması öngörüldü.
Ulaştırma Politikası’nı yeniden şekillendirmeyi amaçlayan Avrupa
Birliği 2011 yılında yayınlanan son Beyaz Kitap’ta, taşımacılık
faaliyetlerinden kaynaklanan sera gazı emisyonlarının 2050 yılına kadar 1990
yılı seviyesine göre yüzde 60 oranında azaltılmasını öngörmektedir. Ayrıca
kombine taşımacılığın yaygınlaştırılmasının gerekliliği fikri de Beyaz Kitap’ın
temelini oluşturmaktadır.
Dünya genelinde karayolu ulaştırmasının doyum
noktasına ulaşması ve çevreyle ilgili duyarlılıkların artması son 20 yılda
demiryolu ulaşımına daha fazla önem verilmesine sebep olmaktadır.
Hareketlilik, trafik yoğunluğu, trafik
kazaları ve çevre gibi temel sorunların alternatif çözümlerini bünyesinde
barındıran tek ulaşım türü demiryoludur. Bu nedenle, demiryolu sektörüne
verilen önem ve bilinçlenme her geçen gün artmaktadır. Demiryolları, uzay ve
havacılık sektöründen sonra en yüksek büyüme ve teknoloji yoğunluğuna sahip
sektördür.
Dünyada ve Türkiye’de demiryolu sektörü için
stratejik amaçlar belirlenmiştir. Bu amaçlar; teknolojik gelişmelerden faydalanarak, diğer ulaştırma türleri ile
uyumlu yaygın bir demiryolu ağı kurmak, demiryolunu, ülke kalkınmasının
lokomotif gücü olacak şekilde ekonomik, güvenli, hızlı, konforlu ve çevreye
duyarlı tercih edilen bir ulaşım sistemi haline getirmek ve işletilmesini
sağlamaktır.
Demiryolu sektöründeki tüm bu yapılanmaların
amacı, demiryollarının zamanla kaybettiği pazar payını tekrar kazanmak ve
ulaştırma sektörü içerisindeki mevcut dengenin demiryolları lehine yeniden
kurulmasını sağlamaktır.
Artık tüm dünyada ülkeler arasındaki sınır kavramları değişmekte,
karşılıklı işletme (interoperability), yeni teknolojiler ve yeni standartlar
taşımacılık sektöründeki çalışanların eğitiminin önemini her geçen gün daha da
arttırmaktadır.
Ulaştırma sistemlerinin birbirini tamamlayacak şekilde
kullanılmasına olanak sağlayan kombine (çoklu taşımacılık) hızla gelişmektedir.
Demiryolu, kombine taşımacılığın ana aksını oluşturmaktadır. Kombine taşıma
ağının oluşturulması, koordinasyon ve ortak çalışma koşullarının sağlanması,
ulaştırma türlerinin uyum içinde birlikte kullanılabilmesi için, kombine taşıma
zincirini oluşturacak taşıma türlerinin tüm özellikleri ile iyi bilinmesi
gerekmektedir.
Son yıllarda ülkemizde de demiryolu taşımacılığı ile ilgili önemli
gelişmeler yaşanmaktadır. Özel şirketlerin vagon sahibi olmalarının önü
açılmış, demiryolu taşımacılığının serbestleştirilmesi ile ilgili yasal
düzenlemelerin TBMM’ne sevk edilmesi aşamasına gelinmiştir.
Demiryolu sektörü için planlanan çalışmalar tamamlandıkça
Türkiye’nin uluslararası ve bölgesel çapta önemi büyük oranda artacak ve Avrupa
ile Asya arasındaki yaklaşık 75 Milyar Dolarlık taşımacılık hacminden çok daha
büyük bir pay alacaktır ve bu sayede Türkiye demiryolu taşımacılığının kalbi
durumuna gelecektir.
Bu durum demiryolu organizasyonlarında anlayışı değiştirecek ve
rekabet ortamının ortaya çıkmasını sağlayacaktır. Yeni şartlar demiryolu
taşımacılığı eğitiminin önemini ve gerekliliğini daha da arttıracaktır.
Daha hızlı, daha ekonomik ve daha güvenli demiryolu taşımacılığı
ancak kalifiye elemanlarla sağlanabilir. Taşımacılık sektöründeki en önemli
eksikliklerden biri “demiryolu taşımacılığı” konusunda yeterli eğitim imkânının
bulunmaması ve dolayısıyla yetişmiş eleman sayısının az olmasıdır.
Demiryolu sektöründe çalışan personelin yönetiminde performans
değerlendirme kriterlerinin getirilmesi ve uygulamaya sokulması, mesleki yeterlilik kriterlerinin
oluşturulması ve sertifikasyonunun uygulanması büyük önem arz etmektir.
Ayrıca demiryolu sektöründe çalışan personele yönelik eğitim ve
hayat boyu öğrenme programlarının geliştirilmesi, eğitimin mesleki teknik ve
pazarlama perspektifli olması, üniversitelerin lojistik bölüm ve programlarında
demiryolu taşımacılığı derslerinin konulması ve Meslek Yüksek Okullarında
demiryolu ulaştırması/ işletmeciliği programlarının açılması da sektörün insan
kaynağının oluşmasına ve gelişmesine büyük katkı sağlayacaktır.
Gerekli önlemler alınmadığı takdirde, önümüzdeki dönemde ülke
olarak en çok sıkıntısını çekeceğimiz ve dünya ile
rekabetimizi olumsuz yönde etkileyecek konuların başında yaptığımız/yapacağımız
“iş” ile ilgili ”Mesleki Eğitim” almış “insan”
temini gelmektedir.
Burada kastedilen eğitimli insan,
standardı belirlenmiş ve akredite edilmiş bir mesleğin, standardı belirlenmiş
ve akredite edilmiş eğitimini almış olan insandır.
Sivil Toplum Kuruluşları ve Üniversiteler,
devletçe hukuki dayanakları belirlenmiş kurallara göre Mesleki Eğitim konusunun
çözümü için zaman kaybetmeden üzerine düşeni yapmalı, ülke için gerekli olan ve
standartları AB/Dünya normlarına göre belirlenmiş mesleki eğitimi almış insanları
yetiştirmenin çarelerini bulmalıdır.
Demiryolu eğitimi konusunda önümüze çıkan
en büyük engellerden bir diğeri de konu ile ilgili akademisyen ve eğitmen
sayısının çok az oluşudur. Bu alana yönelik akademisyen açığının giderilmesi
için hızla önlemler alınmalıdır.
Türkiye’de demiryolu taşımacılığının
gelişimindeki en önemli etkenlerin başında demiryolu taşımacılığının sağladığı
avantajların ortaya konularak, bilinirliğinin ve farkındalığın artmasına
yönelik tanıtım ve eğitim çalışmaları düzenlemek olacaktır. Bu sayede lojistik
firmalarında çalışan yetkililerin demiryolu taşımacılığını mevcut
uygulamalarında alternatif olarak görmeleri sağlanmış olacaktır.
İşimizin zor olduğunu biliyoruz. Ama aynı
zamanda biliyoruz ki demiryolunu geliştirmek aynı zamanda ülkemizin de geleceğini
şekillendirmek anlamını taşıyor.
Demiryolu geleceğimizdir…
ülke ekonomisinin güçlü olabilmesi için ulaştırmanın güçlü olması gerekmektedir ve ulaştırma modları arasında en verimlisi şüphesiz demiryoludur. Kendisine has birçok özelliği olan bu sektörde eğitim hayati öneme sahiptir.
YanıtlaSil