Ana içeriğe atla

Demiryollarında Serbestleşme

Bütünleşik ulaştırma sistemi içinde, demiryolu taşımacılık sisteminin avantajlı yönlerinden daha fazla yararlanılabilmesi için alınması gerekli kararların başında demiryolu sektörünün serbestleştirilmesi ve tekelin kaldırılması, bu sayede şeffaf ve adil rekabetin sağlanması gelmektedir. 

Böylelikle demiryolu alanındaki mevcut ülke kaynağının daha verimli kullanılması sağlanacak ve atıl kapasite kullanıma açılacaktır. Tekelin kaldırılması ve sektörün serbestleştirilmesi ile AB demiryolu mevzuatına da uyum sağlanmış olacaktır.
Gelişmiş ülkelerin demiryollarına bakıldığında, sektörün değişen şartlara ve ihtiyaçlara göre yeniden yapılandırıldığı görülmektedir. Türk demiryollarının gelişmesinin ivme kazanarak devam etmesi, taşımacılıktan demiryolu endüstrisine, eğitimden Ar-Ge’ye, yan sanayiden müşavirlik hizmetlerine, altyapı inşaatından sertifikasyona bütün alanlarda özel sektörün de işin içinde olduğu bir mekanizmayı zorunlu kılmaktadır. Bu ise demiryollarımızın yeniden yapılandırılması ile mümkün olabilecektir.

Ülkemizde demiryolu ulaşım faaliyetlerinin ticari, ekonomik, sosyal ihtiyaçlara ve teknik gelişmelere bağlı olarak, serbest, adil ve sürdürülebilir bir rekabet ortamında yapılmasını ve bu faaliyetlerin diğer ulaşım türleriyle birlikte ve birbirini tamamlayıcı olarak hizmet vermesini sağlamak amacıyla 655 Sayılı “Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında” Kanun Hükmünde Kararname 01 Kasım 2011 tarihinde Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe girmiştir.
Bu kararname ile Demiryolu Düzenleme Genel Müdürlüğü (DDGM), tüm taşıma türlerini içine alan ve bir düzenleme ve denetim mekanizması olarak Tehlikeli Mal ve Kombine Taşımacılık Genel Müdürlüğü (TMKT) ve Kaza Araştırma ve İnceleme Kurumu (KAİK) kurulmuştur.

Bilindiği gibi AB Müktesabatında görüşmelere açılmayan Fasıl 14: Taşımacılık Politikası’na göre yapılması gereken “Türk Demiryollarının Reformu” başlıklı proje kapsamında “Türkiye Demiryolu Ulaştırmasının Serbestleştirilmesi Hakkında Kanun” 01 Mayıs 2013 tarihinde TBMM’de kabul edilerek yürürlüğe konulmuştur.

Bu kanun ile Türkiye’de, ülkenin kalkınmasında ve bağımsızlığında belirleyici olan demiryollarının yeniden canlandırılması ve taşımacılıktaki rolünün güçlendirilmesi, serbest, rekabetçi, ekonomik ve sosyal açılardan sürdürülebilir ve Avrupa Birliği (AB) Mevzuatı ile de uyumlu bir demiryolu sektörünün oluşturulmasına ilişkin ihtiyaçlar karşılanarak, Kamu Sektörünün ve Özel Sektörün demiryolu Altyapı İşletmeciliği ile Tren İşletmeciliği yapmasının yolu açılmıştır.  

Demiryolu Sektörünün özelleştirilmesi anlamına gelmeyen ancak serbest rekabet ortamı sağlayacak olan Serbestleşme Kanunu’nun yürürlüğe girmesiyle özel sektör de demiryollarında yük ve yolcu taşıma hizmetleri ile demiryolu altyapısı yapma ve işletme imkânlarına kavuşabilecektir.

Bu kapsamda Demiryolu Düzenleme Genel Müdürlüğü yeni dönemde hemen her konuda demiryolu sektörünün düzenlenmesinden sorumlu olacaktır.

Demiryolu Düzenleme Genel Müdürlüğü, serbestleşme sürecinde özel sektörün hızla faal duruma gelmesini sağlayacak, özel sektörü özendirecek ve teşvik edecek ekonomik önlemleri alacak, bir işletmecinin piyasaya hakim duruma gelmesinin önüne geçecek tedbirler alacak ve doğal tekel niteliğindeki altyapıya erişimin ayrımcı olmayacak şekilde sağlanması için etkili bir regülasyon mekanizması oluşturacaktır.

Yapılacak yasal ve yapısal düzenlemeler (yönetmelikler vs.) ile demiryollarında yük ve yolcu taşıyacak firmaların demiryolu altyapısını nasıl kullanacağı hukuki zemine oturtulacaktır. Demiryolu altyapısını kullanarak hizmet vermek isteyen herhangi bir firmanın bu hizmeti hangi şartlarda vereceği, çalışanlarının eğitim ve sertifikasyonu, kullanacağı araçların hizmete alınması gibi konuların tamamı ilgili mevzuatlarla belirlenecektir.

Söz konusu kanunun uygulanmasına yönelik olarak TCDD’nin izleyeceği Strateji ve Yapısal Eylem Planına göre; TCDD Taşımacılık A.Ş. 2016 yılının ilk yarısında tescil edilmesi ve faaliyete geçmesi planlanmıştır.
Türkiye’de fiili olarak hâlihazırda demiryolu ile yük ve yolcu taşımacılığı yalnızca TCDD tarafından yapılmaktadır. TCDD Taşımacılık A.Ş. kurulduğunda ve diğer demiryolu tren işletmeciliği şirketleri sektöre girdiğinde fiili serbestleşme gerçekleşecek, özel sektör kendi trenleri ve kendi personeli ile demiryollarında yük ve yolcu taşımacılığı yapabilecektir.
Sektör ile ilgili tamamlanan ikincil mevzuat ve kurumsal kapasitenin geliştirilmesi çalışması kapsamında;
  •      Demiryolu Hemzemin Geçitlerinde Alınacak Tedbirler ve Uygulama Esasları Hakkında Yönetmelik,
  •            Demiryolu Altyapı erişim ve Kapasite Tahsis Yönetmeliği,
  •      Demiryolu Araçları Tescil ve Sicil Yönetmeliği,
  •      Demiryolu Araçları ve Ana Aksamları Tip Onay Yönetmeliği,
  •      Demiryolu Emniyet Yönetmeliği,

Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe girmiştir.
Ayrıca Ulusal Kayıt Sistemi (sNVR) ile ulusal demiryolu ulaştırma sistemine dâhil edilen araçların kaydı ve takibi yapılabilecektir. Demiryolu araçları kayıt sistemi Kasım 2015 ayı itibariyle devreye alınmıştır.
Devam eden ikincil mevzuat çalışmaları kapsamında;
Ø  Demiryolu İşletmeciliği Yetkilendirme Yönetmeliği,
Ø  Demiryolu Kamu Hizmeti Yükümlülüğü Yönetmeliği,
Ø  Tren Makinist Yönetmeliği,
Ø  Demiryolu Emniyet Kritik Görevler Yönetmeliği,
Ø  Demiryolu Eğitim ve Sınav Merkezi Yönetmeliği,
Ø  Demiryolu Sistemleri Karşılıklı İşletilebilirlik Yönetmeliği ve Onaylanmış Kuruluşların Görevlendirilmesi Tebliği,
Ø  Yolcu Hakları Yönetmeliği,
Ø  Altyapı İşletmeciliği ve Yetkilendirilmesi Yönetmeliği,
Çalışmaları sürdürülmektedir.

Demiryolları devlet politikası olarak kabul edilmiş ve tarihinde görülmedik bir şekilde yatırım ödeneği arttırılarak büyük bir değişim ve dönüşüm sürecine girmiştir. 2003 yılında 1.157 milyon TL olan demiryolu sektörü ödeneği, yıldan yıla katlanarak artmış ve 2015 yılında 8 milyar 760 milyon TL’ye ulaşmıştır.
Demiryolu Sektörü Türkiye ulaştırma sistemine damgasını vurmaya hazırlanmaktadır.  
  

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Ankara Gençlik Parkında Bir Küçük Tren…

İnsanların boş zamanlarını geçirdiği, ailece eğlendiği ve gezdiği mekânların günümüzdeki kadar alternatifi olmadığı devirlerde, Ankara Gençlik Parkı’nın kent sakinleri üzerinde güçlü bir cazibesi ve büyüsü vardı. Ankara’da doğup büyümüş ya da sonradan yerleşmiş olsun çoğu insanın yolunun bir şekilde düştüğü Gençlik Parkı, kim bilir kaç kuşağın anılarında silinmez izler bırakmıştır. Ünlü edebiyatçımız Rıfat Ilgaz “Gençlik Parkı”nı şu mısralarla anlatır; Bütün sokakları bu kentin Gençlik Parkı'na açılır, Bir sevgi ilkyaz sıcaklığında, Bir türkü yükselir uygarlıktan yana, Halktan yana, emekten yana, bilimden yana, Alır karamsarlığımızı götürür, Mavilikte açılır tomurcuk, Bir halı dokunur yurt güzelliğinde, Geleceğin yollarına serilir, Genç dediğin boy atmalı özgürlüğe doğru, Büyümeli yılların kısırlığında böyle dik, Gün ışırken yerini almalı en önde, Gençlik Parkı'nda coşkudan bayrak çekilmeli… Genç Türkiye Cumhuriyeti’nin başkenti Ankara, başkent

CHESTER PROJESİ

Sanayi Devrimi’nin en büyük simgelerinden biri olan demiryolu Osmanlı İmparatorluğu’na birçok yenilikten daha önce girmiştir. Osmanlı İmparatorluk sınırları içindeki ilk demiryolu, İngilizlerin de teşviki ile Mısır’da İskenderiye – Kahire arasında inşa edilmiştir. Osmanlıyı Avrupa’ya bağlayan ilk demiryolu ise 1888 yazında işletmeye açılmıştır. Avusturya sınırından başlayıp Belgrad, Niş, Sofya ve Edirne’den geçerek İstanbul’a uzanan Şark Demiryolları Osmanlı başkentini artık doğrudan doğruya Viyana, Paris, Berlin ve Calais üzerinden Londra’ya bağlıyordu. Ulaşım, gittiği bölgelerde kültürel, iktisadi, siyasi ve askeri standardizasyona her zaman hizmet etmiştir. Osmanlı İmparatorluğu’nda ise isyanların başladığı, ülkenin zayıfladığı bu dönemde Osmanlı Devleti yöneticileri için ulaşım tüm bu özelliklerinin ve etkilerinin yanında “toprak birliğini güvence altına almak” için de en etkili ve öncelikli işlev olarak görülmüştür. Osmanlı demiryollarına yapılan yatırımın %90’ı yabancıy

Bir Demiryolu, Bir Tünel, Bir Mühendis…

Takvimler 1927 yılını gösterdiğinde dünyada hayat şimdikinden çok farklı bir şekilde akıyordu… Tüm yeryüzünde 2 milyar insan yaşıyordu ve henüz sadece bir Dünya Savaşı olmuştu. 1927 yılında ülkemizde yapılan ilk genel nüfus sayımında Türkiye’nin nüfusu 13 milyon 648 bin 270 kişi çıkmıştı. Atatürk Time Dergisi’ne ikinci kez kapak olmuş,   İstanbul Radyosu ilk yayınına Sirkeci’deki Büyük Postane Binası’nın bodrum katında yine bu yıl başlamıştı. Milli mücadeleden bağımsız bir devlet olarak çıkan, tüm yurdu demir ağlarla örmeye kararlı genç Türkiye Cumhuriyeti, “Bir karış fazla şimendifer” parolasıyla art arda demiryolu projelerini hayata geçirmeye başlıyordu. Bu çalışmalar kapsamında çıkarılan bir kanunla, Irmak – Filyos Demiryolu hattının yapımına da 1927’de başlanmış oldu.   Kömüre Giden Demiryolu Özellikle savaş dönemlerinde kömür sıkıntısının çekilmesi, Batı Karadeniz kömürlerine sadece denizden ulaşılması bir demiryolu inşasını zorunlu kılmaktaydı. Demiryolu sadec