Yapılan taşımacılığın türü, bilindiği gibi ekonomik büyümede
önemli ve etkin bir rol oynamaktadır. Maalesef ülkemizde karayolu ile yük ve
yolcu taşımacılığı oranı yaklaşık %90’lar civarındadır. Bugün tüm dünyada
sadece karayolu taşımacılığına bağlı bir sistemin orta vadede sürdürülebilir
olmadığı varsayılmaktadır.
Bu sebepledir ki; farklı taşımacılık türlerini dengeleyen,
demiryolu, denizyolu ve lojistik alanında yatırım, yasal düzenlemeler ve
iyileştirmeler gerektiren bütünsel bir taşımacılık sisteminin bir an önce
tanımlanmalı ve başlatılmalıdır.
Birleşmiş Milletler Avrupa Ekonomik Komisyonu, kombine
taşımacılığı “yüklerin tek bir araç veya birim yük halinde, farklı taşımacılık
türleri kullanılarak ve farklı taşımacılık türlerine geçişte yükün elleçlenmeden
taşınması” olarak tanımlanmaktadır. Kombine taşımacılık farklı taşımacılık türlerinin
avantajlı yanlarını kullanarak taşımacılığı ideal hale getirmektedir.
Ülkede üretilen malların uluslararası pazarlara
ulaştırılmasını kolaylaştıran, uluslararası rekabetteki konumu güçlendirecek,
çok modlu entegre taşımacılık sistemine sahip olmak için bir takım hedefler
belirlenmeli ve bu yönde çalışmalar yapılmalıdır.
Çok modlu taşımacılığı, sürdürülebilir bir şekilde
güçlendirmek için öncelikle altyapı ve operasyona yönelik öncelikli projeler
belirlenmedir. Bunun yanında kamu sektörü ve özel sektördeki temel paydaşlarla
birlikte, ulusal taşımacılık sistemi için uzun vadeli stratejik planların
yapılması önem arz etmektedir.
Bugün tüm ülkelerde, özellikle AB ülkelerinde kombine
taşımacılığı geliştirmek yönünde politikalar hazırlamakta ve teşvik
mekanizmaları oluşturulmaktadır. Çok modlu taşımacılık zincirinin tam olarak
işleyebilmesi için ürün akışının gerçekleştiği uygun liman tesisleri, kara
aktarma merkezleri, konteyner elleçleme tesisleri, özel taşıma yöntemlerine
yönelik ekipman vb. bir altyapı ve teknolojinin sağlanması ve geliştirilmesi
gerekmektedir.
Kombine taşımacılığın temel avantajının farklı taşımacılık
modlarının her birine ilişkin avantajları birleştirmesinin yanında bir diğer
önemli avantajı da maliyetleri azaltmasıdır. Karayolu güvenliği, hava ve
gürültü kirliliği, enerji ve hammadde tüketimi gibi sosyal maliyetlerin
yanında, karayolu trafik sıkışıklığını önemli oranda azaltması ve taşımacılık
sisteminin mevcut kapasitesinin daha verimli kullanılması gibi altyapı
maliyetlerini de azaltmaktadır. Uzun mesafelerde büyük hacimli malların
taşınması, taşıma sınırlarının olduğu özellikle hafta sonu, tatil günlerinde
deniz-demiryolu kombinasyonlarının kullanılarak taşımanın gerçekleşmesi gibi
diğer avantajlara da sahiptir.
Türkiye’nin ayrıcalıklı bir jeo-stratejik konumu vardır ve bu
önemli bir avantajdır. Bu coğrafi konum ülkemizi Avrupa ve Asya arasında
ekonomik ve sosyokültürel paylaşım açısından ayrıcalıklı bir platform haline
getirmektedir.
01 Mayıs 2013 tarihinde yayınlanan “Demiryollarında
Serbestleşme Kanunu” ile artık ülkemizde demiryolu ulaştırması
serbestleştirilmiştir.
Ülkemizde kombine taşımacılığın geliştirilmesindeki en önemli
konulardan biri demiryolu müşterilerinin ana talebi olan sevkiyatın zamanında
teslimi ile ilgilidir ve maalesef bu talep her zaman karşılanamamaktadır. Bir
diğer önemli konu da, belirli mal tipleri için uzmanlaşmış merkezlerin
olmamasıdır. Verimliliğin ve etkinliğin arttırılması için bu merkezler taşıma
koridorları üzerinde konumlandırılmalıdır.
Özellikle limanlarda kombine taşımacılık sisteminin teşvik
edilmesi, demiryolu terminallerinin tasarımı ve genel demiryolu ağına
bağlanması bir diğer önemli faktör olarak karşımıza çıkmaktadır. Demiryolunun
karayolu ile rekabet etmesi gerekliliğinden ortaya çıkarak terminallerin
tasarımı ve buralara yapılan bağlantıların amacı, demiryoluna mal
yükleme/boşaltmanın karayolu araçlarına mal yükleme/boşaltmasından daha az
maliyetli ve daha rahat olacak şekilde planlanmasıdır. Demiryolu yük
taşımacılığında verilen hizmetlerin verimliliği arttırılmalıdır. Bunun için,
demiryolu yük taşımacılığında rekabete dayalı bir sistem oluşturulması olmazsa
olmaz bir konu olarak karşımıza gelmektedir.
Pazarın taleplerine, çeşitliliğine ve gerekliliklerine daha
fazla cevap verecek bir demiryolu taşımacılık hizmeti, potansiyel pazarın
payına ulaşmaya yönelik rekabetçi hizmet, ekonomik açıdan tercih edilebilir
olmak, tarifeleri ve süreçleri basitleştirmek, ulusal ve uluslararası lojistik
zincirine entegre olabilen, tamamlayıcı bir demiryolu taşımacılığı sağlamak,
dar boğazları ortadan kaldırmak operasyonel hedef olmalıdır.
Tehlikeli Madde ve
Kombine Taşımacılık Genel Müdürlüğü “Kombine Yük Taşımacılığı Yönetmelik
Taslağı”nı hazırlayarak görüşe sunmuştur. Yönetmeliğin amacı “kombine
yük taşımacılığı faaliyetleri ve hizmetlerine ilişkin ilke, esas ve koşulların
belirlenerek ulusal ve uluslararası taşımacılıkta bütünleşik, dengeli, çevreyle
dost, güvenli ve sürdürülebilir taşıma türlerinin geliştirilmesi ve
yaygınlaştırılmasını sağlamaktır.”
Türkiye’nin
ulaştırma tercihlerine yön verecek böylesine belirleyici ve önemli bir
yönetmeliğin çalışmaları içinde yer almaktan dolayı mutluyuz. İlgili altyapı ve mevzuat
düzenlemelerinin bir an önce hayata geçirilmesini temenni ediyoruz.
Yorumlar
Yorum Gönder