Ana içeriğe atla

Hayal Gücünün Sınırlarında Bir Hobi : Model Trencilik


Hepimiz günlük hayatın içinde yoğun koşturmalar içindeyiz. Sürekli bir hareketlilik var hayatımızda. Yapmakla sorumlu olduğumuz işlerimiz, bakmakla yükümlü olduğumuz ailemiz, alışverişler, toplantılar, iş seyahatleri, okulumuz, derslerimiz, görevlerimiz, sorumluluklarımız…
Normal yaşantımızda yapmak zorunda olduğumuz işlerin dışında, bazen sadece bize mutluluk ve zevk veren uğraşlarla da ilgileniriz. Hobi olarak nitelendirdiğimiz bu tip uğraşlar, kişinin rahatlamasını sağladığı gibi çoğu zaman kendisini tanımasına da yardımcı olarak hayatımıza zevk, keyif ve renk katar. Günlük yaşamın stresinden uzaklaşarak kendimize güzel bir pencere açarız. Yapılan birçok araştırma mutsuz insanların %38’inin herhangi bir hobi ile ilgilenmediğini kanıtlamaktadır.
İşte bu güzel uğraşlardan biri de ülkemizde pek yaygın olmamakla birlikte meraklılarının her geçen gün arttığı Model Trencilik…
Model Trencilik; trenlerin, vagonların, rayların ve demiryolu çevresindeki pek çok nesnenin küçültülmüş ölçekte modellenmesidir. Bu kavram Amerika’da “Model Railroading”, İngiltere’de “Railway Modelling”, Almanya’da “Modell Eisenbahn” olarak kullanılmaktadır.
Yapılan ölçekli modeller; lokomotifler, vagonlar, raylar, sinyaller, yollar, diğer araçlar, ışıklar ve figürleri içerdiği gibi, her hangi bir alanın modellenmesi için yapılan dağları, gölleri, ormanlıkları, köprü ve tünelleri de kapsamaktadır.
Dünyada pek çok insan bu hobiyi farklı düzeylerde gerçekleştiriyor. Bir tren seti ile oynamaktan, kurgu (diaroma) adı verilen büyük modellemelere kadar ilgili her aktivite bu hobinin tanımına giriyor.
Modelciler sadece trenleri kurgulamakla kalmıyor, trenlerle ilgili binaları, doğayı, şehri de hayal güçleriyle tasarlıyor ve kendi kurgularında demiryolu işletmeciliği yapıyorlar.
Hatta bu işte o kadar iddialılar ki, model trenciliğe ilişkin standartları belirleyen belli başlı kurumlar bile var. Bunlardan bir tanesi NMRA (National Model Railroad Association), ağırlıklı olarak Kuzey Amerika bazlı da olsa dünya üzerinde bu alandaki en büyük organizasyonel kurum. Bir diğeri  ise İsviçre Bern merkezli Avrupa Model Demiryolları ve Demiryolu Arkadaşları Birliği MOROP olarak ifade edilen kurumdur. Ana odak noktası Model Trencilikte Avrupa standartlarını (NEM – Normen Europeeischer Modellbahnen) belirlemektir. 1994’ten bu yana da NMRA ile işbirliği içinde çalışmaktadır.
Model trenler uydurma bir modelden değil gerçek prototiplerden yapılmaktadır ve gerçek trenlerin belli oranlarda küçültülmüş halleridir. Genellikle kullanılan ölçek 1/87’dir. Fakat 1/48, 1/32, 1/22 olarak ölçeklendirilmiş modeller de vardır.
Model trenlerin dış kısımları plastik olmasına rağmen iyi yol tutmaları ve vagonları rahat taşıyabilmeleri için ağır tasarlanmışlardır. Trenin şasesi ve tekerlekleri metalden yapılmıştır ve içinde tekerleklere güç akımı yaparak hareketi sağlayan bir elektrik motoru vardır.
Model trenler genellikle elektrik motorlarıyla çalışmakla beraber sınırlı da olsa buharla çalışan tipleri de vardır. Buharlı model trenlerin içine su konur, kaynayan su pistonlara gelerek normal buharlı tren gibi hareketi sağlar.

Tasarım gerektiren her işte olduğu gibi model trencilikte de hayal gücü çok önemlidir. Tamamen
hayalinizdeki şehri kurgulayabilirsiniz. Bunu zaman içinde yeni parçalarla bir diaroma içinde gerçekleştirebileceğiniz gibi, özel programlarla bilgisayar ortamında da hazırlayabilirsiniz. Neyin nerde olacağını, nerde yol, nerde tepe, nerede orman olmasını istiyorsanız bunu sanal ortamda hazırlayarak trenlerinizi işletebilir ve daha sonra bu planı uygulamaya dökebilirsiniz.
Tasarımda kullanacağınız trenler, raylar, vagonlar dışında ağaçlar, evler, insanlar, arabalar, istasyon binaları vs. piyasada hazır olarak ya da sizin birleştirip yapacağınız kitler halinde satılmaktadır. Fakat el becerileriniz gelişmişse tamamen sıfırdan kendiniz de tasarım yapabilirsiniz.
Model trenciliğe ilk başlandığında ufak bir set alınarak zaman içinde yeni parçalarla büyütülebilir. Küçük bir sette oval ray, makas, tren ve yük vagonları bulunmaktadır. Genellikle kullanılan iki tip ray sistemi vardır. İkili ve üçlü ray sistemi olarak anılan bu sistemlerden biri alternatif akımla, diğeri doğru akımla çalışan (pil ile) sistemlerdi ve birbirinden farklıdır. İster analog istenirse dijital olsun trenlerin hızları bir kumanda ile kontrol edilebilmekte ve hareket ettirilmek istenen tren seçilerek hız ayarı yapılabilmektedir.
Model trencilik ilk bakıldığında pahalı bir hobi gibi gözükse de oluşturulan bir kurgunun tamamlanması aylar hatta bazen yıllar aldığından zaman içinde küçük bütçeler ayrılarak tamamlanabilmesi mümkün.
Dünyanın en büyük model tren kurgusu Almanya’nın Hamburg kentinde yaşayan iki kardeş tarafından kurgulanmıştır. Yaklaşık 12 milyon dolara mal olan setin içerisinde 700 trenin yol aldığı 8 km.lik demiryolu bulunmaktadır. Alman Frederick ve Gerrit Braun kardeşlerin “Minyatür Harikalar Diyarı” adını verdikleri bu proje 1150m2’lik bir alanı kaplamakta. 2000 yılında üzerinde çalışmaya başladıkları projede bugün 700 tren, 10 bin vagon, 900 sinyal lambası, 2.800 bina, 160.000 insan, hayvan ve bitki maketi yer almaktadır.
Model trencilik , yoğun emek sarf edilerek yapılan fakat buna karşılık ruhu dinlendiren, vücudunuzu ve beyninizi farklı şekilde çalıştıran ve yaşam enerjinize katkıda bulunan bir hobidir. Marangozluktan mimarlığa, boyadan resme, elektrikten mekaniğe kadar uzanan geniş bir yelpazede bir bilgi birikimi sağlar.
Türkiye’de bu hobi ile uğraşan birbirinden habersiz birçok model trenci son yıllarda Model Trenciler Klübü adı altında ortak bir platformda bir araya geldiler. Amaçları tüm model tren meraklılarını bir çatı altında toplayarak, bilgi birikimlerini paylaşmak, yenilikleri haber vermek, görüş alışverişinde bulunmak ve bu hobiyi batı ülkelerindeki standartlara ulaştırmak. Merkezi Kadıköy’de olan Model Trenciler Kulübü ile ilgili bilgilere www.modeltrenciler.com adresinden ulaşabilirsiniz.
Kendinizin kurduğunuz dünyada, kendi trenlerinizle, özgürlük ve maceraya yol almak oldukça zevkli olsa gerek…
Bol çuf çuflu günler…

Yorumlar

  1. "Hayal Gücünün Sınırlarında Bir Hobi : Model Trencilik"
    Gerçek Trenci olarak 2006 yılından beri "Model Trenciler Kulubü"üyesiyim,Model Trenciliğin hayallerin gerçekleşmesinden çok Ruhun çocuklaştığı bir ortam içinde Çocuksu dostlukların sürdürüldüğü bir oluşum,bunu ömür boyu yaşamak ise Yer,zaman ve birazda maaliyet serbestliği gerektiriyor ki gerçekleşmesi büyük bir fedakarlık ve emeğin ürünü olmasıdır.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Ankara Gençlik Parkında Bir Küçük Tren…

İnsanların boş zamanlarını geçirdiği, ailece eğlendiği ve gezdiği mekânların günümüzdeki kadar alternatifi olmadığı devirlerde, Ankara Gençlik Parkı’nın kent sakinleri üzerinde güçlü bir cazibesi ve büyüsü vardı. Ankara’da doğup büyümüş ya da sonradan yerleşmiş olsun çoğu insanın yolunun bir şekilde düştüğü Gençlik Parkı, kim bilir kaç kuşağın anılarında silinmez izler bırakmıştır. Ünlü edebiyatçımız Rıfat Ilgaz “Gençlik Parkı”nı şu mısralarla anlatır; Bütün sokakları bu kentin Gençlik Parkı'na açılır, Bir sevgi ilkyaz sıcaklığında, Bir türkü yükselir uygarlıktan yana, Halktan yana, emekten yana, bilimden yana, Alır karamsarlığımızı götürür, Mavilikte açılır tomurcuk, Bir halı dokunur yurt güzelliğinde, Geleceğin yollarına serilir, Genç dediğin boy atmalı özgürlüğe doğru, Büyümeli yılların kısırlığında böyle dik, Gün ışırken yerini almalı en önde, Gençlik Parkı'nda coşkudan bayrak çekilmeli… Genç Türkiye Cumhuriyeti’nin başkenti Ankara, başkent

CHESTER PROJESİ

Sanayi Devrimi’nin en büyük simgelerinden biri olan demiryolu Osmanlı İmparatorluğu’na birçok yenilikten daha önce girmiştir. Osmanlı İmparatorluk sınırları içindeki ilk demiryolu, İngilizlerin de teşviki ile Mısır’da İskenderiye – Kahire arasında inşa edilmiştir. Osmanlıyı Avrupa’ya bağlayan ilk demiryolu ise 1888 yazında işletmeye açılmıştır. Avusturya sınırından başlayıp Belgrad, Niş, Sofya ve Edirne’den geçerek İstanbul’a uzanan Şark Demiryolları Osmanlı başkentini artık doğrudan doğruya Viyana, Paris, Berlin ve Calais üzerinden Londra’ya bağlıyordu. Ulaşım, gittiği bölgelerde kültürel, iktisadi, siyasi ve askeri standardizasyona her zaman hizmet etmiştir. Osmanlı İmparatorluğu’nda ise isyanların başladığı, ülkenin zayıfladığı bu dönemde Osmanlı Devleti yöneticileri için ulaşım tüm bu özelliklerinin ve etkilerinin yanında “toprak birliğini güvence altına almak” için de en etkili ve öncelikli işlev olarak görülmüştür. Osmanlı demiryollarına yapılan yatırımın %90’ı yabancıy

Bir Demiryolu, Bir Tünel, Bir Mühendis…

Takvimler 1927 yılını gösterdiğinde dünyada hayat şimdikinden çok farklı bir şekilde akıyordu… Tüm yeryüzünde 2 milyar insan yaşıyordu ve henüz sadece bir Dünya Savaşı olmuştu. 1927 yılında ülkemizde yapılan ilk genel nüfus sayımında Türkiye’nin nüfusu 13 milyon 648 bin 270 kişi çıkmıştı. Atatürk Time Dergisi’ne ikinci kez kapak olmuş,   İstanbul Radyosu ilk yayınına Sirkeci’deki Büyük Postane Binası’nın bodrum katında yine bu yıl başlamıştı. Milli mücadeleden bağımsız bir devlet olarak çıkan, tüm yurdu demir ağlarla örmeye kararlı genç Türkiye Cumhuriyeti, “Bir karış fazla şimendifer” parolasıyla art arda demiryolu projelerini hayata geçirmeye başlıyordu. Bu çalışmalar kapsamında çıkarılan bir kanunla, Irmak – Filyos Demiryolu hattının yapımına da 1927’de başlanmış oldu.   Kömüre Giden Demiryolu Özellikle savaş dönemlerinde kömür sıkıntısının çekilmesi, Batı Karadeniz kömürlerine sadece denizden ulaşılması bir demiryolu inşasını zorunlu kılmaktaydı. Demiryolu sadec